Önümüzdeki Perşembe Mevlid Gecesi
Ramazan AYVALLI
Bildiğiniz gibi Mevlid kelimesinin, bir manâsı da doğum zamanı demektir. Mevlid gecesi, Rebîul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gecedir. Peygamber Efendimizin doğum günü, bütün Müslümânların bayramıdır. Mevlid gecesinde sevinen, o geceye kıymet veren müminler pek çok sevâp kazanırlar…
Resûlullah Efendimiz, Mevlid gecelerinde Eshâb-ı kirâmına ziyâfet verir, dünyâyı teşrîf ettiği ve çocukluğu zamanında olan şeyleri anlatırdı. Hazret-i Ebû Bekr de, Halîfe iken Mevlid gecesinde, Eshâb-ı kirâmı toplar, aralarında, Resûlullahın dünyâyı teşrîfindeki, doğumundaki olağanüstü hâlleri konuşurlardı.
İşte bundan dolayı İslâm âlimleri de, bu geceye çok önem vermişlerdir. Bu gece, Hanefî mezhebine göre, Kadir gecesinden sonra, en kıymetli gecedir. Şâfiî mezhebine göre ise, gecelerin en kıymetlisidir.
Herkesçe bilindiği üzere, asırlardan beri, 12 Rebîul-evvel gecesinde, bütün İslâm âleminde, Türk Cumhûriyetlerinde ve bu arada güzel ülkemizde Peygamber Efendimizin doğum gecesi olan Mevlid-i Nebevî kutlamaları yapılmaktadır. Mevlid okumaya karşı çıkan bir kimse, Resûlullahın, Eshâb-ı kirâmın ve bütün Müslümânların asırlarca yaptıkları bir işi beğenmemiş olmaktadır.
Dünyânın her yerindeki Müslümânlar, Peygamberimizin ve Eshâb-ı kirâmın yaptıkları gibi, Mevlid gecesinde, Resûlullah Efendimizi anlatan kitâblar, natlar, kasîdeleri okurlar ve Resûlullahın dünyâyı teşrîf ettiği bu şerefli gecede sevinirlerdi. Bu geceyi bütün mahlûklar, melekler, cinnîler, hayvânlar ve hattâ cansız maddeler, birbirlerine müjdelemekte, Fahr-i âlem dünyâyı şereflendirdi diye sevinmektedirler.
Resûlullah Efendimiz, kendi doğum günlerinde şükür için oruç tutardı. Onun için önümüzdeki Perşembe ve Cuma günleri (2 gün) oruç tutmak iyi olur, 3. gün olarak Cumartesi de ilâve edilirse daha iyi olur.
Allah, bir kimseye söz ve yazı sanatı ihsân ederse, Resûlullahı övsün, düşmânlarını kötülesin hadîs-i şerîfine uyularak, asırlardır Mevlid kitapları yazılmış ve okunmuştur. Resûlullah Efendimizi öven çeşitli Mevlid Kasîdeleri vardır. Türkiyede her zaman okunan ve çok meşhûr olan Mevlid Kasîdesini Süleymân Çelebî, 15. asırda yazmıştır. Bu kasîdenin, Asr-ı Saâdetten sonra yazılmış olması, onun bidat olmasını gerektirmez. Çünkü Resûlullahı övmek bir ibâdettir. Her zaman Onu övücü kasîdeler, yazılar yazılabilir. Onları okumak da bidat değil, sevâp olur.
Mevlid okumaya karşı çıkan bazı kimseler için belirtelim ki, Mevlid-i şerîf okumak demek; şiir olarak Resûlullahın dünyâya gelişini, mirâcını ve hayâtını anlatmak, Onu hâtırlamak, Onu övmek demektir. Peygamber Efendimizin doğum gecesi olan Mevlid-i Nebevî, asırlardan beri, bütün İslâm âleminde, çeşitli faâliyetlerle kutlanmaktadır. Hazret-i Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî: Mevlid okunan yerden belâlar gider buyurmuştur.
Peygamber Efendimizin şâirleri, Mescid-i Nebevîde, Resûlullahı öven ve kâfirleri kahreden şiirler okurlardı. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), bunlardan Hassân bin Sâbitin şiirlerini çok beğenirdi; hattâ Mescidde bu şâir için bir minber bile koydurmuştur. O, bu minbere çıkar, Resûlullahı över, düşmânlarını kötülerdi. Resûlullah Efendimiz de: Hassânın sözleri, düşmânlara oktan daha tesîrlidir buyururdu.
Allahü tealâyı sevenin, Onun Resûlünü de sevmesi vâciptir. Ayrıca onun yolunda olan sâlih kulları da sevmesi lâzımdır. Resûlullahı çok sevmek lâzım olduğu konusunda, pekçok İslâm âlimi birçok kitap yazmıştır.
Her müminin Resûlullahı çok sevmesi gerekir. Onu çok seven, onu çok zikreder, anar, çok över. [Bu da zâten îmânının gereğidir. Çok sevmek, kâmil mümin olmanın da alâmetidir.] Çünkü, başta Sahîh-i Buhârî olmak üzere, birçok hadis kitabında yer alan bir hadîs-i şerîfte, Bir kimse, beni çocuğundan, babasından ve herkesten daha çok sevmedikçe, îmân etmiş olmaz buyuruldu. Yanî o kişinin îmânı kâmil, olgun olmaz.