Muammer ERKUL
Mahmut Amca
Cağaloğlundaki binadayız. Yazı işlerine açılan odasındaki Mahmut Amca, telefonda; innâ lillâh, ve innâ ileyhi râciûn diyor ve sonra bana dönerek;
Servisin şoförü İlyas Abiyi tanır mıydın, diyor. Vefat etmiş…
Tanımaz mıyım, Muratın babası…
Murat Başaran yakın arkadaşım, o sıra asker. Mahmut Genç onca işine rağmen yazılarımızı gözden geçiriyor, yayın öncesi. İlyas Amca ise kalpten gidiveriyor. 1994ün 15 Eylül günü innâ lillâh, ve innâ ileyhi râciûn cümlesini zihnime yazıyorum. Ne zaman birinin vefat ettiğini duysam okuyorum. Aklıma da hep Mahmut Amcamızın (İlyas Başaranın öldüğü günkü tonuyla) sesi geliyor…
*
7 Ocak 2010 Perşembe sabahı erken saatte yazımı gönderdim. Tuncay Şenyürekin aldım demesini bekliyorum ki, yatacağım… Saat 09.30 sularında cevap geliyor ki altında bir de not var; Mahmut Amcanın vefat ettiğini bildiriyor!.. Duygusal çalkalanışımı tasvir edemem… Dudaklarımdan yine; innâ lillâh, ve innâ ileyhi râciûn dökülüyor.
*
O gün ikindide Eyüp Sultandaydık. Oğlu Özcan Abi bile; ne kadar çok seveni varmış dedi… Parmak uçlarımı tabutuna dayayıp ancak birkaç adım yürüyebildim… Bu yazıyı ise, şu sözleri söylemek için yazıyorum: Giden birinin, nereye doğru gittiği belli oluyor be yahu!..
Maça gidenin stada doğru gittiğini; askere gidenin kışlaya doğru, plaja gidenin denize doğru, hacca gidenin Hicaza doğru gittiğini anlıyor insan, her şeyinden…
Allahü teala rahmet eylesin. Hepimizin başı sağ olsun…
Bu satırlar burada bitmez. Mahmut Amca hakkında yazılanları bizim sitede (adres yukarıda) toplayacağız inşallah. Sıcağı sıcağına, ikişer satır da olsa anlatın hatıralarınızı ki abiler, yarına kalanlar unutulmasın…
Çünkü bir Mahmut Genç daha kolay kolay gelmez!