Dünya malına ve mevkisine kavuşmak için uğraşıp da, ansızın bırakıp gidenlerden ibret almalıdır.

İmâm-ı Rabbânî (Rahmetullahi Aleyh)

Haram para ile sadaka veren, câmi yaptıran, hayrat yapan kimse, kirlenmiş elbiseyi idrar ile yıkayan adama benzer ki, daha çok pislenir. (Süfyân-ı Sevri Rahmetullahi Aleyh)

Âlimle sohbet eden aziz; cahille düşüp kalkan zelil olur. (İmâm-ı Mâverdî Rahmetullahi Aleyh)

İnsanlara dünyada ve ahirette faydalı olan şeyleri yapmak ve zararlı olan şeyleri yapmamak lâzım olduğunu ve kimseye eziyet etmemeyi, kalb kırmamayı, bilmediklerini öğrenmeyi, kusurlarını örtmeyi, farzları emretmeyi, haramlardan sakındırmayı, bunların hepsini tatlılıkla, acıyarak bildirmeyi, küçüklere merhamet, büyüklere hürmet edilmesini, kendilerine yapılmasını istediklerini başkalarına da yapmalarını, kendilerine yapılmasını istemediklerini başkalarına da yapmamalarını, onlara bedenleri ile, malları ile yardım edilmesini bildirmek de, bütün insanlar için nasihat etmek olur. (İslâm Ahlâkı: 75)

Mal beyanını şöyle bildiriyor şair Can Yücel;

“Avşa adasında üç daire, dört üçgen, beş dikdörtgen. Gökyüzünde bir bulut. Bitlis’te beş minare… Palandöken’de bir palan iki döken… Dünyada mekan, ahirette iman… Denizde kum… Sevenlerin kalbinde kurulmuş bir taht… Çelik kapı üreten bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı… Bir adet ağaç gölgesi… Üç kuş kanadı sesi… Bir marmara denizi…Anne babadan kalma, yarısı yaşanmış bir ömür…”

Evet, denizlerin sahibi de olsan bırakıp gidiyorsun bir gün…

Haksız sözleri tasdik eden, dalkavuk ve iki yüzlüdür.

İmâm-ı Şâfiî “Rahmetullahi aleyh”

Âlim, ölsede yaşar, cahil ise yaşarkende ölüdür.

Hazret-i Ali (Radıyallahü anh)

Sırf makam sahibi olmak ve biliyor desinler için birkaç mesele öğrenip, insanlara fetva vermeye kalkışmak, ne kadar ayıptır.

 Ali bin Muhammed Rahmetullahi Aleyh