Muammer ERKUL
?Geçen sene bugün meydana gelen helikopter kazasında, Yazıcıoğlunun vefat haberi duyulduktan sonra yazdığım ilk yazımda şu cümleler vardı: Fidan Ananın at üstünde cirit oynayan koçu, aşılmaz ecel dağına tosladı! O dağın adı artık Muhsin Dağıdır!..
Sonraki gün Nizam-ı Âleme mektupta; ismi Muhsin Dağı, Beyaz ölüm veya Üşüyorum olabilecek ciddi bir film yapılması, biletlerininse peşinen satılması teklifi şöyleydi:
Bu olağanüstü ve gerçek senaryonun çekimi hemen başlamalı, kabirlerin toprağı düzlenmeden… Hadi, bu iş tarihe geçsin! İnsanlar, bir film henüz çekilmeden biletlerinin nasıl kapışıldığını görsün… Çünkü bu konunun içinde her şey var: Türkiyemiz, Anadolu insanımız, son elli yılımız var. 70li yıllar var. 6 yıl kaldığı hücreden çıktığında suçu hâlâ bulunamamış mahkûmlar var… Ve Muhsin Yazıcıoğlunun da önünde diz çöktüğü S. Ahmet Arvasinin tedrisinden nice anlatılacaklar var…
*
Bir sene geçti. Muhsin Dağını hâlâ başka isimle ananlar var. Ve bir sene geçti, sipariş ettiğim bilet henüz gelmedi!.. Ve sevenleri hâlâ Koca Reisin yazdığı Üşüyorum ile ısınmaya çalışıyorlar:
Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır/Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum/Gözlerim parke parke taş duvarlarda/Açılıyor hayal pencerelerim/Hafif bir rüzgâr gibi süzülüyorum/Kekik kokulu koyaklardan aşarak/Güvercinler ülkesinde dolaşıyor/Bir çeşme başı arıyorum/Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp/Mis gibi nane kokuları arasında/Ruhumu dinlemek istiyorum/Zikre dalmış her şey/Güne gülümserken papatyalar/Dualar gibi yükselir ümitlerim/Güneşle kol kola kırlarda koşarak/ Siz peygamber çiçekleri toplarken/ Ben çeşme başında uzanmak istiyorum/Huzur dolu içimde/Ben sonsuzluğu düşünüyorum/ Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum/ Durun kapanmayın pencerelerim/ Güneşimi kapatmayın/Beton çok soğuk, üşüyorum…
…..
NOT: Reisle üç arkadaşına, helikopterin pilotuna ve İHAdan İsmail Güneş kardeşime rahmetler diliyorum…