Beyaz Kuş
Bir kuş konuyordu en ince dalına ağacın;
Uykular bölünüyordu, rüyalar bölünüyordu…
Ve hatta hayatlar…
Bir kuş konuyordu en olmaz vakitte, vakitsizce…
Gecenin alacakaranlığında, tam da dolunay vaktinde…
Tam da bulutlar birbiri üstüne devrilirken ve ağaçlar, yapraklar…
Ve gecenin örtmeye çalıştığı ne varsa, ürperirken…
Bembeyaz bir kuş zamanı yırtarcasına…
Tam da en ince dalına ağacın…
***
Davulun ve zurnanın, çekilen halayların, oynanan oyunların…
Şen şakrak gülmelerin ve gizlice ağlamaların…
Terkedilmiş, bu alacakaranlık sessizliğinde…
Bembeyaz bir kuş belki de düğünden artakalan…
Belki de kimsenin farkına varmadığı ve varmayacağı…
Tam da herkes herşeyi unutmuşken…
Narin kanatlarına sevdayı yüklenip…
Herkesin kaçıp kurtulduğu/ sevdayı yüklenip…
En ince dalına konuyordu ağacın…
Uykular bölünüyordu…
***
Ey beyaz kuş vakitsiz geldin…
Vakitsiz durdun, vakitsiz vurdun…
Haram da olsa uykular, bölünse de rüyalar ve hayatlar…
Vakit alacakaranlık ve gece/ve ürpertili…
Gören olmaz seni…
Bu meydanda ticaret oldu, bu meydanda hasat…
Gayrı uykuya bile rüşvet verilir, gayrı gözyaşına bile…
Kanatlarındaki sevda sana kalır, istediğin kadar taşı…
Kanatlarındaki sevda öldürür seni…
***
Bir kuş konuyordu en olmaz dalına ağacın…
Bir vakitsiz kuş, bir bembeyaz rüya…
Kanatlarında sevdası…
Uykular bölünüyordu ve hatta hayatlar…
Kimse görmüyordu, dolunayı görmedikleri gibi
Geceyi görmedikleri gibi…
Murat BAŞARAN
On Ocak - 1 - 2010